Günlerden bir gün
sokak kedisi aç kalır avlanmaya çıkar. Karnı öyle aç kez bir şeyler aramaya
çıkar giderken ağacın dalından bir karga görür karganın ağzında koca bir parça
peynir görünce kedicik başlar ağzını yalamaya. Karga peyniri düşürse de ben bir
kapsam diye düşünür. Karga peyniri yutarken kedinin aklına bir şey gelir.
başlar kargaya dostum sen ne kadar güzelsin Ne de güzel sesin var kuşların
Kralı olmalısınız deyince karga hemen gurur duyar kendinle. Tabii ki dostum
derken ağzını açınca peyniri yere düşürünce peyniri kedi kapar göz açık
kedi bir güzel kendini doyurur. Karda
başlar bağırmaya gak gak deyince kedi dostum sesin çok güzel ama başında aklın
yok der ona aldırış etmeyen karga sesinin güzel olduğunu göstermek için şarkı
söyler o sırada kedi karnı doyunca kedi uzaklaşır karga bir sağına bir soluna
bakar kediyi etrafta görmeyince kandırıldığını fark eder, kandırıldım der aklı
başına gelir bir daha asla beni kimse kandıramaz der. Kargayı bir daha hiç
kimseye kanmaz. Hiç kimsenin sözünü bakmayacaksın. Kanmayacaksın yüreğini
dinleyeceksin der kendi kendine.
Masal Günlüğü
masal1
18 Mart 2016 Cuma
23 Şubat 2016 Salı
Pehlivan İle Doktor
Bir varmış bir yokmuş, köyün birinde bir pehlivan güçlü olmak için çok çok yemiş, karnı doyasıya yemiş. 'Ben güçlü olmalıyım, çimenlerin üstünde herkesi yenmeliyim' demiş. Et yemiş, yumurta yemiş, ayran içmiş .. ellerini havaya kaldırmış 'ohh be çok güçlü oldum' demiş aradan biraz geçmiş pehlivan hastalanmış 'ay karnım, ay karnım', çok ağrısı olunca doktora koşmuş. Doktor muayene etmiş 'pehlivan çok yemişsin bu kadar yenir mi?, biraz dikkatli ol, sana yazık, bu kadar yemek yenmez, sen obur musun?' Pehlivan utanmış, doktorda hastaneye yatırmış. Akşam olmuş doktor evine gitmiş yemek yemiş sonra dolaptan soğuk su içmiş, aradan az bir zaman geçmiş doktorda hastalanmış. Oda hastaneye gitmiş, o da yatmış hastanede. Sabah olmuş pehlivan uyanmış bir de ne görsün doktor yanında ki yatakta yatıyor, Pehlivan ' sana ne oldu, sen de mi çok yedin ' dedi. Doktor ' Yoo ben buzdolabından soğuk su içtim, onun için hasta oldum ' dedi. ' Gördün mü doktorlar da hasta olur, kimse kendine güvenmesin, ilacı bilenlerde hasta oluyor ağrıyla kıvranıyor'demiş. Pehlivan ' ben yemezsem nasıl galip gelirim çok yiyorum çimenlerin üstünde aslanlar gibi güreşemem' demiş. Pehlivan da doktor da iyi olmuş. 'Nice güçsüzlerde sağlıklı yaşar' demiş ' Pehlivan da doktorda hasta olur' demiş. ' Ne yapsak ta hasta olacağız tabi ki biraz dikkatli olup sağlıklı yememiz gerekli, güçlü olacağız diye çok yersek hastalanabiliriz'
Doktor da pehlivanda yıllarca yaşamışlar, arkadaş olmuşlar.
Reyhan U.Ş
21 Şubat 2016 Pazar
Kedi İle Güvercinler
Bir varmış bir yokmuş güvercin sürüsü her gün bir yerlerden güvercinler bir ağacın tepesine her gün bir saatte gelip de konarlar. Bunu fark eden kedicik bir gün ağaca çıkar saklanr.Yine uçarak gelir güvercinler, ağaca konarlar kedi yapraklar arasından çıkar güvercini yakalamak ister ama yakalayamaz. Güvercinler uçup giderler. Böyle bir kaç gün aynı şekilde bekler yine her defasında güvercinler uçar gider. Kedi duruma sinirlenir 'Bu gün göreceksiniz bak, sizi yakalayıp yiyeceğim ' der. Yine çıkar ağaca kedicik yaprakların arasına saklanır. Güvercinler gelir dalların üzerine konarlar. Kedicik yine her gün yaptığı gibi yapraklar arasından çıkar, güvercinler uçar gider. Kedicik buna sinirlenir bir karar alır 'güvercinler uçuyor da bende uçamaz mıyım' der. Hemen güvercinler için atlar ama kedi uçamaz yere düşer ve bacağını kırılır, başlar 'mır mırr mırrmaww' ağlamaya yoldan geçen hayvan sever alır kediciği götürür veterinere, veteriner' kedinin bacağı kırılmış' . Kediin bacağını sarar sarmalar. Hayvan sever aldığı yere bırakır. Kedi hayvan severe teşekkür eder. Mır mır mırvaww 'seni seviyorum' der.Kedicik sürünerek yaşadığı eve gelir. Sahibi 'ne oldu sana' der. Alır kediyi sever, kediciği çok iyi bakar, Kedicik iyileşir. Derdini sahibine , yaptığı yanlış denemesini anlatır.'Ben hırsıma yenildim'der. 'Şimdi aklım başıma geldi' der. Bir daha uçmayı denemez. Kedicik iyileşir, sahibiyle mutlu mesut yaşar. Onar erdi muratlarına sonsuza kadar yaşayıp gittiler.
Reyhan U.Ş
17 Şubat 2016 Çarşamba
Yunus Ağa'nın At İle Eşeği
Yunus Ağa her gün eşek ile atını alır, tarlasına gider, bağında bahçesinde topladığı üzümleri eşeğine yükler ipini de eline alır, geri döner bütün bir yaz bu yükü taşıyan eşek çok yorulur, gücü tükenir. Sıcak bir taraftan, ağır yükü bir taraftan, kendinden ümidini kesmiş, yorgunluktan kendini taşıyamaz hale gelmiş... Bir gün yine Yunus Ağa eşeğini alır tarlasına gider, bağ bozumu, eşeğe yükünü yükler atın ipini de eline alır geri gelir. eşeğe yükü çok ağır gelir, inleye inleye giderken ata der ki'yüküm ağır birazını alda rahatlayayım' at hiç oralı olmaz, biraz daha ilerler, eşek yürüyemez hale gelir, düşer ve ayağı kırılır, yükü dökülür, Yunus Ağa ne yapacağını şaşırır 'eyvah! eyvah!' der. Yükü çözer atın üstüne yükler ama eşeği ne yapacak? eşeği atın üstüne yükler ve eve getirir. bütün köylü yola çıkar 'ne oldu Yunus Ağa' ' kaza oldu eşeğin ayağı kırıldı'
Köylüler ' eh bu kadar yük eşeğe bile ağır gelir, bu at eşek mi, bu na niye taşıtmazsın' At o sırada ' eyvah rezil oldum, keşke eşeğin yükünü alsaydım da eşeği taşımak zorunda kalmasaydım, cümle aleme rezil oldum' der. Yunus Ağa eşeği atın sırtından indirir. Veteriner çağırır, eşeğin ayağını sarar ' kırık yok, burkulmuş ama eşek çok yorulmuş çok güçsüz kalmış, iki üç ay da iyi dinlensin yesin içsin, ayağı da iyileşir.' At kendi kendine ' eyvah eyvah, üç ay ben mi taşıyacağım' der. yunus Ağa üç ay at ile yükünü taşır, at anlar eşeğin halini. At ile eşek bu olaydan sonra iyi dost olurlar. Yunus Ağa da eşeğe yaptığı haksızlığı anlar ve ikisine de güçleri oranında eşit işler yaptırır. Ve hep birlikte mutlu bir şekilde yaşarlar.
Reyhan U.Ş
Reyhan Hanım Ağa
Çiftçi olan Reyhan Hanım Ağa dokuz çocuk dünyaya getirir. Dokuz çocuk sahibi Reyhan Hanım Ağa çok çalışkan, çocuklarını da iyi yetiştirmek için çabalar, çocuklar büyür. dokuzu erkek olan Reyhan Hanım Ağa çocuklarına öğüt verir ' bir ve beraber olun' der.Kocası da ölünce, çocuklar mal kavgasına düşerler. Reyhan Hanım Ağa 'daha ben ölmedim' çocuklarına 'bir olun güçlü olun ' der. Ama zaman zaman çocuklar birbirleriyle mal kavgası yaparlar, bu kavgaların önüne geçmek için bir şey düşünür. Başını yastığa koyunca sabah olur, dokuz çocuğunu yanına çağırır, 'bana meşe sopası getirin' der. çocukları birer tane meşe sopası getirirler, dokuz meşe sopasını bir araya bağlar 'hadi bu sopaları kırın' teker teker çocuklar kırmayı dener. Dokuz sopa bir arada olunca olunca kıramazlar 'kıramadık anne ' derler. 'hadi şimdi herkes getirdiği sopayı denesin bakayım, kırabilir mi' deyince dokuzu birden sopasını alır kırar. 'işte çocuklarım birlik, beraberlik böyle kimse bölemez, bir birinizin değerini bilin hiç kimse size zarar veremez ama birbirinizden ayrı olursanız sizle bu sopa gibi kırılırsınız' Bu sözlerden sonra çocuklar birbirlerinin değerini anlar birbirlerinden ayrılmazlar. Bu durumdan memnun olan Reyhan Hanım Ağa çocuklarıyla birlikte mutlu kavgasız yıllarca yaşayıp giderler.
Bu olayı bir kağıda yazdırır duvara asar, torunları da örnek alsın diye. İşte her zaman el ele olunca birlik beraberlikten güç kuvvet doğar. Birlik olursak düşmanlarımız bize zarar veremez. Birlik ve beraberlikten güç doğar.
Reyhan U.Ş
15 Şubat 2016 Pazartesi
Köpek İle Gölgesi
Şehirde başı boş gezen köpeğin karnı acıkır. çok aç olan köpek yiyecek için bir sağa bir sola dolaşır, bir kasap görür. Kasap et tartarken bir parça eti yere düşürür, köpek kapıdan bakarken, yere düşen eti bir hamlede kapar kaçar. Kasap öylece baka kalır. eti alan köpek çok uzaklara gider. Bir ağacın altında oturur, tam etini yerken, bir karaltı görür. Başka bir köpek zanneder, saldırır. Kendi etrafında hoplayıp, döner döner, sonra farkına varır' o benim gölgemmiş' der. Köpek etinin yanına dönerken, bıraktığı eti bir kartal kapıp uzaklaşır, bir güzel afiyetle yer. Köpek çok üzülür 'ah be akılsız başım hazır bir et buldun onu da kaptırdın, ne kadar safmışım' der. Köpek hala çok açtır. Kartal köpeğin yanına gelir, halini sorar. Köpek çok aç olduğunu bir parça kasaptan et kaptığını ama gölgesini başka bir aç köpek zannettiği için onunla mücadele ederken, eti kartala kaptırdığını anlatır.
Kartal ' eh hatanı anladın o zaman, eti çaldın, sonra da kendin gibi aç bir arkadaşına rastlasaydın demek ki onun halinden anlamayacak ve eti paylaşmayacaktın, bu sana iyi bir ders olsun' der, ve uçar gider.
Köpekte 'haklısın, ben bunu hakkettim' der, bir daha çalmayacağına yemin eder. Yemini tutar. Nerede aç bir arkadaşını görse onunla yiyeceğini paylaşır.
Reyhan U.Ş
8 Şubat 2016 Pazartesi
At ile Eşek
Bir gün at, sahibi ile gezinir. Çayırda yarışa hazırlanırlarken, eşek çıkar önlerine. At şahlanır, kendini yükseklerde gören at eşeğe çekil önümden der gibi'seni cüce, ezerim seni' der kibrinden eşeği aşağıda görür. Sahibi ata sporunu yaptırır. Koşuya hazırlanırlar. Bir kaç defa birinci olan at bu defa yarışa çok daha iyi hazırlanır. Sahibi atın güçlü kuvvetli olması için onu iyi besler, koşu günü gelir, atlar hazır vaziyette koşu başlar, önde giden at son dakikalarda güçsüzleşir ve yere düşer, ayağı kırılır ve yaralanır, sahibi onu veterinere götürür. Veteriner ata iyi bakar, yaralarını sarar, kırılan ayağını sarıp sarmalar ve sahibine şöyle söyler 'at iyileşir ama artık koşamaz' der. Sahibi üzülür fakat yapacak bir şey yoktur.Aradan bir iki ay geçer at iyileşir. Atı sahibi çayıra çıkarır, at çayırda eşekle karşılaşır. eşek şöyle bir bakar ata, şaşırır ne olmuş bu ata, yara bere, topal ata 'geçmiş olsun, ne oldu sana' der. At 'koşu yaparken düştüm, yaralandım, üç aydır hasta yattım' der. Eşek ata 'çok zayıflamışsın' der.Eşek 'bana tepeden bakıyordun, çekil önümden ezerim diyordun, seni görünce şaşırdım'der. At 'işte dostum sağlık bu her zaman kalıcı değil, sağlıklıyken bu halimi düşünmedim'der. 'Seni, şahlanırken karınca gibi gördüm, her zaman galip gelen ben, bu duruma düşeceğimi hiç düşünmedim ama özür dilerim binlerce kez' der. 'Şimdi bu çayırda arkadaş olalım' At ile eşek arkadaş olur sonsuza kadar çayırda beraber yaşayıp zamanlarını değerlendirirler, dostça yaşayıp giderler.
İşte burda hatırlatalım, kendini hiç bir zaman büyük görmemektir, düştüğünde söylediğin sözün altında ezilirsin.
Reyhan U.Ş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)