masal1

21 Eylül 2015 Pazartesi

Efe'nin Zor Günü



Şehirden köye taşınan Efe Zeytin isminde siyah bir köpeğe bakıyor. Efe çok seviyordu köpeğini. Sabahları gezdiriyor, ona oyunlar öğretiyor. Efe köye alışıyor, tavukları, kedisi köpeği olunca köye uyum sağlamaya çalışıyor. Bir gün Efe yine köpeği Zeytin'ini zincirinden tutar şöyle gezintiye çıkarır. gezerler. eve dönerler. Efe köpeğini bağlamaz Efe'nin annesi bağırır, Efe içeri girer kahvaltı yaparken köy muhtarı belediyeye bir gün önceden haber vermiş. Köyde başı boş köpekler var gelin toplayın der. Efe kahvaltı yaparken belediyeden gelen görevliler köydeki köpekleri toplar Efe'nin köpeği de bağlı değildi onuda toplarlar. Efe kahvaltı yapar dışarıya çıkar bir bakar Zeytin yerinde yok bir sağa bir sola bakar arar. Köy içine bakar köpek yok bağırır çağırıp Zeytin Zeytin der. Zeytin der Zeytin yok Efe'ye arkadaşları der ki belediye köpekleri topladılar deyince Efe çok üzülür ağlar akşama kadar arar bulamaz. Akşam olur Efe üzgün babasına anlatır babası da üzülür neyse sabah olur Efe zaten uyuyamadı kalkar dışarıya çıkar bir de ne görsün Zeytin eve dönmüş hemen babasına sevinir. Meğerse belediyede ki görevliler köpekleri toplayıp bir başka köye bırakmışlar köpekte eve geriye döndü. Efe çok mutlu olmuş Efe zor bir gün geçirdi. Bir daha Efe köpeği Zeytini hiç bırakmaz. Efe köpeğini gezdirir getirir hemen bağlar Efe köpeği ile mutlu yaşayıp gider.
Reyhan U.Ş

6 Eylül 2015 Pazar

Dağ Köyünde Yaşayan Taş Yürekli Adam


Bir varmış bir yokmuş. Dağ köyünde yaşayan taş yürekli adam işlerinin yaptırmak için bir eşek almış. Bu eşekle her işimi yapacağım demiş. Zavallı eşek taş yürekli bir adamın elinde nasıl yapacağım diye düşünürken fırlamış dışarıya. Taş yürekli adam atlamış eşeğine çıkmış dağlara kış gelmeden biraz odun yapayım demiş. Adam baltayı da alıp yola koyulmuş. her gün böyle erkenden yola koluyup dağlara çıkar odun yapar eşeğe yüklermiş. Eşeğine iyi bakmak, onca yükü taşıtır ne bir su ne de bir avuç arpa verirmiş. yine aç susuz yola çıkmış gelirlerken taş yürekli adam odunları yükledikten sonra birde kendi binmiş zavallı eşeğe. eşşekçik inleye inleye bayır aşağı inerken açlıktan yorgunluktan kulakları uzamış. Taş yürekli adam birde eşeğe kızıyormuş. Yürü be eşek , kulak koca kulak sıcak çıktı terledim deyip eşeğe söylenirken önlerine bir hendek çıkınca ai ai ai in aşağıya bak hendekten atlayacağım ya da sağlam dur düşersen karışmam demiş. Sen çok konuşma atla işte çabuk ol demiş. Eşek biraz dikilmiş sağına soluna bakmış taş yürekli adamı düşürmeden nasıl atlarım diye düşünürken adam öfkelenmiş bu eşeği de hendekten atlatmak var ya inatçı ki demiş oysa eşek taş yürekli adamı düşürmekten korktuğu için dar yerinden atlamayı düşünmüş eşekte sinirlenmiş. Sana ne yapsam mutlu olmuyorsun bulmuşun bir binek söylenip duruyorsun tepemde sen taş yürekli adam kendini düşünüyorsun ben yapayım demiş. hem yük taşıyorum hem de seni. sesini çıkarma bende inatçıyım atarım seni aşağıya demiş. Taş yürekli adam kızmış bir eve varalım seni üç gün aç bırakacağım demiş. bunu duyan eşek sahibini atmış aşağıya bi hızla yükünü alığ dağları aşıp eve gelmiş. Taş yürekli adamın canı çıkmış sıcak yürürken. Neyse ikisi de eve gelmiş eşek sirkelemiş yükünü dökmüş yere çekilmiş çimenlerin üzerine bu taş yürekli adam bana yiyecek vermez ben karnımı doyurayım demiş. Eşek karnını otlayarak doyurmuş. Taş yürekli adamın eşekle konuşmaya hali kalmamış. Neyse sabah olmuş taş yürekli adam ben eşek olmadan yapamam demiş gideyim şu  eşekten özür dileyim demiş , bir bakraç su alıp bir tas da arpayı eşeğim senden özür diliyorum, ben sensiz yapamam senin değerin büyük seni çok seviyorum eşek içinden hah şöyle yola gel beni canımda can anla beni demiş. Taş yürekli adam bundan sonra iyi davranmış eşeğine .İyi arkadaş olup birlikte yaşayıp gitmişler.
Reyhan U. Ş

Efe'nin Korkunç Maceları



Şehirden köye taşınan Efe bir akşamdan sonra dışarıya çıkmışlar. Evlerinin önüne masa kurup Efe'nin annesi de çay demlemiş dışarıda bir yaz gecesi ailece çay içip dışarıyı seyrediyorlardı. Efe hem çay içiyor hem kek yiyordu. Yıldızlara bakıyordu o sırada ayaklarının yanına siyah bir şey geldi. Efe ayağı ile dokundu hemen bir top haline geldi. Efe onu top zannedip elleriyle hemen almak istedi. Efe köye yeni taşındığı için yaban hayvanlarını tanımıyordu. Efe elleriyle tutuğu şey bir hayvandı ve Efe bunu anlamamıştı. O bir kirpiydi. dikenleri ellerine batmıştı. Başladı bağırmaya. Ellerim acıyor anne. Ben böyle dikenli bir top görmedim. İstemiyorum böyle bir top. Efe daha dokuz yaşlarındaydı. köye yeni taşınmıştı. hayvanları tanımıyordu. Kirpiyi elinden yere atınca acıyan ellerini babasına göstermiş. Babası teselli etmiş oğlum burası köy, köyde yabanıl hayvan çok., senin bunları öğrenmen lazım. Başka hayvanlar da mı yaşıyor diye merakla sormuş Efe. Hem çok korkmuş hemde canı yanan Efe anne babasına biz köyden gidelim diye ağlamış. Ben köyde durmak istemiyorum. anne babası da Efe'yi teselli etti. Oğlum biz köyde yaşamak için bir karar aldık. Biz burada oturacağız burada yaşayacağız. Görmezsen hiç bir şeyi öğrenemezsin. Gördün o hayvan bir kirpiydi. O dikenli hayvanı Efe'nin babası aldı bir kutuya koydu ve Efe ile birlikte ormana götürüp bıraktı. Çünkü Efe'nin civcivleri vardı. Kirpi civcivler için gelmişti. Çünkü civcivler çok küçüktü ve kirpi onları yiyebilirdi.

Babası Efe'ye diğer yaban hayvanları anlattı, kurtlar, tilkiler ve tavşanlar var dedi. Tilkiler ve kurtlar akşam olunca köyde dolaşır. Bu hayvanlar her zaman olur, akşamdan sonra karınlarını doyurmak için gelirler dedi babası Efe'ye. Tamam baba yavaş yavaş öğreneceğim, ama civcivlerimizi daha iyi korumamız gerek. Bu hayvanların hepsi civcivlerimi yemek istiyor galiba dedi. Babası merak etme oğlum, onlar için çok güzel bir kümes yaptık, güvendeler dedi.